bugün
yenile
    1. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      fakat onlar öyle kimselerdir ki, ahirette kendilerine ateşten başka bir şey yoktur. i̇şledikleri şeyler orada boşuna gitmiştir. zaten bütün yaptıkları da batıldır. (hud/16) onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir. allah onlara zulmetmedi. fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar. (al-i̇ i̇mran/117) de ki: amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi? onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı. i̇şte onlar, rabblerinin âyetlerini ve o'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir. artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız. (kehf/103-105) sanırım bu duruma en güzel örnek hz.muhammed(s.a.v)'e çok fazla yardımı dokunan ve o dönemde birçok müşriğe karşı, önderimizi koruyup kollayan aynı zamanda önderimizin amcası olan ebu talib'dir. peygamber efendimizin onca uğraşlarına rağmen müslüman olmayan ebu talib, bu ayetlere gösterilebilecek en doğru örnek olabilir.
      2rabbine ilet. onun aq. - bir bilebilsem 05.04.2017 20:11:00 |#3183557
      1ayıp kardeş ağzını topla. - omgissizadam 05.04.2017 20:18:25 |#3184492
      1bırakın dağıtsınlar ağızlarını. sonra sakinlerler. - tenger 05.04.2017 20:29:34 |#3185655
      butun yorumlari goster (6)
    2. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      i̇yi biri olmak insanın kendiyle alakalı bir durumdur. dinle bağdaştırılmasını dogru bulmuyorum.
      2birine yardım ettiğin zaman "allah razı olsun" sözünü neyle bağdaştırıyorsunuz peki sayın mesquita ? - mavilark 05.04.2017 20:05:19 |#3183062
      2@mavilark kardeşim. müslüman olmamak, allah'a da inanmıyorum demek değil. şunu aklınıza sokunuz lütfen! - simeygool 05.04.2017 20:28:48 |#3175780
      0@simeygool kardeşim. benim inanana da inanmayana da saygım elbette sonsuzdur . kalkıp burada müslümanlık dersi verecek değilim tabiki. haddim değil . ama şunu sormak istiyorum . i̇slamdan başka hangi din size "iyilik" yapmanızı emrediyor ? - mavilark 05.04.2017 21:01:32 |#3188949
      butun yorumlari goster (5)
    3. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
    4. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      müslüman olmayıp iyi bi insan olmana rağmen yanarsın. müslümansan kötü bi insan bile olsan affedilirsin. mantık bu. allaha göre en büyük günah şirk koşmak. her şey affedilir, her şey unutulur. tecavüz, hırsızlık, katillik, bi tek şirk koşmak affedilmez. yersen...
      0affedilir değil, cezası çekilir. cennetin mertebeleri olduğu gibi cehennemin de mertebeleri vardır. kafirler en alta, müslüman katiller daha az yansın üst kata diye bir şey yok herkes yaptığının karşılığını bulacak. allah'ın adaleti şaşmaz rahat olun - uykukutsaldir 05.04.2017 20:15:39 |#3183556
      4tamam işte cezasını çeker ve affedilir. şirk koşanın öyle bi şansı yok. ver odunu yansın. adalet anlayışı son 1400 yılda çok gelişti, din aynı kaldı - sub marcos 05.04.2017 20:19:31 |#3184001
      1adaleti yaratan dan daha çok gelişmediği kesin. - uykukutsaldir 05.04.2017 20:22:13 |#3184137
    5. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      valla yine üstünde çok kafa yorulmasi gereken bir konu zor bir konu
    6. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      i̇yi insanlığın dine bağlı olmadığı gerçeğinin tezahürüdür.
    7. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kabul etmiyorum kardeşim.müslüman olmayan iyi insanlar tanıdım,fakirlere yardım ediyordu sadece adı zekat değildi,insanlara iyi davranıyordu...şimdi bu adam müslüman değil diye allah katında o amk işid teröristlerinden daha da mı aşşağıda olacak sanıyosunuz?
    8. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      vicdan meselesidir olay. sırf bir inanı yok diye her şeyi yapar bu düşüncesiyle bakılıyor.inancı olup insanlıktan,vicdandan yoksun insanlar da var.
    9. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hangi filozof diyordu tam hatırlamıyorum ama erdem çoğu zaman bilgiyle doğru orantılıdır bence çünkü bilgin arttıkça bir şeylerin farkına varmaya başlarsın artık. müslümanın da dinsizin de bilgilisinden zarar gelmez. bilgili olup da şerefsiz olan yok mudur? vardır fakat istisnalar kaideyi bozmaz. bu arada robot gibi bilgi öğrenenlerden bahsetmiyorum öğrendiklerini aklında ve vicdanında öğüteceksin tabii ki
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      keşke dünyada insanlar sadece iyi ve kötü diye ayrılsa
    11. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eğer gerçekten iyi bir insansa islamla sereflenir. bu şekilde olunca iki tarafa da sıkıntı olmaz asolan iyi olabilmekte
    12. 17
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Selam! Azıcık boş bıraktık sözlüğü kaosa, çöplüğe çevirmişsiniz yabancı hissettim kendimi resmen. Hiç birini sikime takmıyor, ilgilenmiyor ve usulca entrymi yazmaya başlıyorum. Valla öncelikli olarak yazma özlemimi gidermek istiyorum. O nedenle okunur okunmaz umurumda değil. Hunharca yazacağım ne zaman bitiririm bilmiyorum. :D :D Sözlük gündeminizden biraz uzak bir entry olacak ama neyse lkjasd Fon müzüğü... iş bu entryi gören arkadaşların büyük bir kısmı bu yazıyı zaten okumayacaktır. Okuyacak olanların bir kısmı söylediklerimi anlayamayacaktır. Hem okuyup hem anlamış olan insanların bir kısmı da ya bunu kabullenemeyecekler ya da fazlaca duygusal yaklaşıp duygusal tepkiler vereceklerdir. Gerçekten anlayıp makul bulup hak verecek insan sayısı konusunda hiç iyimser değilim yani. Kibirden değil üzgünüm ama gözlemlediğim gerçekliğim bu. Bu konuda derdimi anlayıp ortak olan insan sayısı sosyal hayatımda çok ama çok az sayıda. Genel olarak gözlemlerim bu oldu yani. Şimdi konu son derece hassas ve cidden oldukça zor bir konu. Bu konuda yazmak istemezdim açıkçası. Öyle "iyi insansa zaten müslüman olacaktır" ya da "iyilik dinlere bağlı değildir" demek işin kolayına kaçmaktan öteye gitmez. Şu bir gerçek ki günümüz paradigmalarınca "çok iyi insan" diyebileceğimiz yüz binlerce gayrimüslim vardır elbette. Burada, dünya düzeninde bu insanlara hakkını teslim edip "gerçekten çok iyi insan" demenin, "bu işin dini yoktur" demenin kimseye bir faydası yok. Bu başlığın çağrıştırdığı şey doğrudan bir din eleştirisidir ve o bağlamda ele alınmalıdır ya da ben o açıdan ele alıp yazacağım. Sonuçta dünya'da iyi insan olma koşulunun evrensel olduğunu din üzerinden bir ön yargı oluşturulmaması gerektiğini herkes söyler elbette burada bir sorun yok. Elbette Allah'ın adalet prensibinin mahşerde nasıl işleyeceğini tam olarak kestiremiyorum. Bunu anlamak için durumu ve kişiyi etkileyen tüm faktörleri bilebilmem yani Allah olmam gerek haliyle bu da mümkün değil. Ek parantez: Allah'ın adaletinden şüphem yok aslında. Eğer Kuran hak kitapsa sonuca bir itirazın olmayacağı herkesin hak ettiğini alacağı ve itiraz yerine, geri gönderilip daha iyi işler yapmayı isteyecekleri yani bir şans daha isteyecekleri yazıyor. Yani Allah sadist bir yaratıcı değil. Adil bir yaratıcı. Hak edene hak ettiğini verebilmek ve bunu verirken duygusallığa kapılmamak kolay bir iş değil ancak etik olan şey hoşumuza gitse de gitmese de budur. Adil olabilmek ancak tanrıca bir davranış olabilirdi. Cidden biz insanların bunu becerebileceğini zaten düşünmüyorum. Bizler eksik, zayıf ve duygusal varlıklarız. Adil olabilmek sağlam bir irade gerektiriyor. Mesela bana yetki verilseydi muhtemelen hak etse dahi kolay kolay bir insanı cehennemle cezalandırmayı beceremezdim. Buna gönlüm elvermezdi muhtemelen. Belki de çoğumuz yapamazdık bunu. işte ateistler bu noktada ciddi şekilde yanılıyorlar. Bu kararı veremiyor oluşumuzun sebebi bizlerin çok merhametli insanlar olduğunu göstermiyor. Bizlere bu kararı verdirtemeyen şey merhametimiz değil doğrudan doğruya duygusallığımızdır. Merhametli olmak son derece erdemli bir davranışken duygusal davranmak bunun aksine insani bir zaaftır. Bu ikisini ayırt edemediğimiz için de bazen cehhennemi yaratan Allah’ın sadist olduğunu düşünenlerimiz olabiliyor. Adalet, merhamet gibi kavramlar etik ve erdemli olmayı sağlayan zor kabiliyetlerken duygusallık basit bir zayıflıktır. Ama burada "Allah'ın adaleti şaşmaz." demek de haliyle çoğu dinsiz arkadaşı tatmin etmeyecektir elbette. Kesin olarak emin olamasak da gerçekten iyi insan diyebileceğimiz insanların bir kısmı gerçekten cehennemlik olacaklardır. Demeye çalıştığım şey şu; cennet için ne müslümanım demek yeterlidir, ne de iyi insan olmak yeterlidir. insanların çoğunluğu cehennemliktir. Bu çoğunluğu sadece müslüman olmayanlar zannetmek de kuranı anlamamak demektir. Teoride müslümanım demeyle müslüman olunmuyor o işi bir geçelim önce. Ayrıca cehennemde cezasını çektikten sonra cennete gitmeyi ummak da kuran’a göre bildiğin yahudi “kuruntusudur.” (Edit: Bakara 111 yazmışım pardon. Bakara 80-81 olacak bu ayetin yeri) Müslüman olanlar günahlarını çekip kesin olarak cennete gidecek söylemi bizzat kuranda geçer ve yahudi yanılgısı olarak lanse edilir. Ha yine de cehennemden cennete geçiş yoktur diyemiyorum orasını bilemem çok da net değil ama bu ihtimal kesin olarak varmış gibi kabul edip bunun üzerine argüman temellendirmek düpedüz kuruntudur. Burada dinsizlerin kısmen haklı ve mantıklı isyanı müslüman olmayıp iyi insan olanlara yapılan ön yargı değil. O tip ön yargıya sahip insanlar 3-5 yobaz zihniyetten ötesi değildir ve çok az sayıda insanlardır esasen. Burada asıl mesele "iyi insan" dediğimiz gayri müslimlerin bir kısmının gerçekten de cehennemlik olacağıdır. "Asıl itiraz, burada ciddi bir adaletsizliğin olduğudur." Ben buna değineceğim. (Bu adalet terimini alın cebinize ve gelin benimle kajsdhal) Neyse, ne uzun bir girizgah oldu ya. Açıkçası bu konuyla alakalı yazmak istemezdim cidden fazlaca hassas bir konu. Ondan olsa gerek kelimelerimi seçerek yazıyorum ve ondan olsa gerek konuya bir türlü giremiyorum jdashdklas Bir hatırlatma: Özellikle bu konuya dair fikirlerim her geçen gün değişebilir. Ben sadece uzun süredir kafamı meşgul eden ve bir süre önce bir yargıya ulaşıp ara verdiğim ve ulaştığım sonuçları ve bireysel temellendirmemi anlatacağım. Her şeyden önce; "iyi insan" olmakla "kötü insan olmamak" arasında derin bir uçurumun olduğunu anlattığım şu yazımı entryden sonra ya da önce mutlaka okuyunuz derim. Özellikle 2. kısmını. =>> (#1623519) (Bu entryi okumayacaksanız bile verdiğim bkz mutlaka okuyun. Önce iyi insan nedir onu kavramak gerek. Konumuzla da ilişkilidir ayrıca.) Şimdi bu konunun ele alınacağı bir çok farklı açısı var aslında. Mesela yahudilerin ve hristiyanların islam dinine göre cennete gidip gidemeyeceği konusunda bakara suresi 62. ayetten dolayı ciddi tartışmalar var. Orada geçen bir ifadeye dayanarak onların müslüman olmasa bile cennete gidebileceğini söyleyenler var. Ben tam olarak öyle düşünmüyorum. Tabii ki de cennete gitme ihtimalleri vardır ancak kuranın bütününe baktığımız zaman 2 şartla gidebilirler. ilk olarak kuranı inkar etmemiş olacaklar yani temelde kuranla yüzleşmemiş olacaklar ikinci olarak da şirk koşmayacaklar yani hz. isa'ya ilahlık atfetmemeleri gerekirdi. Neyse bu durum biraz spesifik bir durum ve fazla alengirli buna girmek istemiyorum. Ama bu konu üzerinde de ciddi tartışmalar var yani. ehli kitap inanananlarına girmememin sebebi tartışmalı bir mesele olmasındandır onu belirteyim dedim. Ama yine de onların durumu hakkında da benim tavrım 3 aşağı 5 yukarı nettir zaten. Neyse. Bir diğer mesele ise kuranla ya da her hangi bir ilahi mesaj ile karşılaşmamış insanların durumunun ne olacağıdır. Bir uyarıcısı olmayan, bir elçi ile muhatap olmayan insanlara bir azap söz konusu değildir. (isra/15) Buraya kadar her şey normal aslında. Haberi olmayanların durumu farklıdır, hatta ilk çağ insanları hakkında da özel bir durum olduğu da kısmen söylenebilir. Allah'a ve ahiret gününe inananların tevhid ehli olanların durumu farklıdır vs.. Peki ya diğerleri? Müşrikler de iyi insansa eğer? Ya da ateistlerin, deistlerin iyi insanlar olması neden onları kurtarmaya yetmiyor? işte benim anlatacaklarım biraz da bunlar olacaktır. Bir ateistin, bir deistin, bütünüyle şirk koşan insanların yaptıkları neden boşa gidiyor? Madem Allah adil bir Alah. Burada nasıl bir adalet söz konusu olabilir ki? Bana göre kurani olarak adaletin tanımı şu ayetlerdir: Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir. (Necm/39-41) Şimdi bu tanım muazzam bir ilahi adalet prensibidir. Çalışıp didiğinden başkası yoktur ve kendisine bu eksiksiz olarak verilecektir. Bu tanımı hem dünya için hem ahiret için kullanabilirsiniz. Kuran'ın miskinliğe tembelliğe değil doğrudan çabaya yönlendirdiği bir ayettir ve adaletin sembolize edildiği bir ayettir aynı zamanda. Şimdi biz bu ayet ile bir ateistin iyi bir insan olsa bile cehennemlik olmasının neden örtüştüğüne bakalım. Kuranda Allah'ın varlığı ve birliğinin vurgulanması kadar belki daha fazla olarak "ahiret gününden" bahsedilir. Hatta iman edenler için Allah'a ve ahiret gününe inananlar diyerek Allah'a iman konusunda birlikte zikredilir. Müthiş önemlidir. Bu dinin en büyük iddialarından bir tanesidir. Ahiretin olması, bir hesap gününün olması. Aynı zamanda bu dinde bir de münafıklık müessesesi de vardır. Ciddi ciddi işlenir ve oldukça dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Yani bu din asla ama asla şekli bir din değil doğrudan doğruya kalbi bir din ve inanç ister her zaman. Bu konuda ayrıca namazlarda okuduğumuz maun suresi de müthiş önemlidir. Orada şekli olarak yapılan ibadetten bahsedilir ve ciddi şekilde yerilir, eleştirilirler. Zaten benim bir süre öncesinde dinle teolojiyle bu kadar kafayı bozmama sebep olan etkenlerden bir tanesi de bu münafıklık meselesiydi. Tam olarak ikna olmadığım, inanmadığım inancı -mış gibi yapmak çok rahatsız ediciydi. Bu tezatlıktan kurtulma isteğim beni teolojiye yöneltti. Öyle ki insanların arasında namaz kılacağıma işe riya katacağıma namazı terk ettiğim olurdu eskiden. Saçma yanlış ama bir manası olan bir hareketti benim için. :) Bu münafıklık neden kabul edilmez az çok biliyoruz zaten ama işte insanların -mış gibi yapması sebebiyledir. insanların müslüman gibi görünmek için Allah'tan başka sebepleri vardır. ilk dönemlerinde siyasi sebepler olabilir, şu zamanlarda da bu tarz siyasi ve rantçı sebepleri olabilir. Gösteriş olabilir, işte yükselme olabilir vs. Ama katiyyen Allah değil başka bir şeydir insana bu hareketi yaptıran güç. işte Allah o fiili/ibadeti/yaşayışı kabul etmez. Sen dilinle Allah rızasından bahsetsen de işin aslı öyle değildir. Özetle Allah bunu yemez. Cidden benim de en çok korktuğum durumlardan bir tanesi riyakarlıktır esasen neyse. Kuran'da en az Allah'a iman kadar ahiret gününe imanın vurgulanması da biraz da bu yüzdendir. Ahiret gününe iman etmek demek hesap verileceğinin idrakinde olmak demektir aynı zamanda. Sen eğer Allah'a inanıyorsan, hele hele ahiret gününe dair kesin bir imanın varsa eğer yaptığın fiilleri ona göre şekillendirmen gerekir. Zaten gerçek islam biraz da bu idrakten geçer. Hayatının her anında bunu hatırlar(zikir) her adımını "bunun için" atarsın. Senin çalışıp dininmenin sebebi Allah'ın rızası ve ahiret günüdür. Aslında din için önemli olan iyi insan olmak demek değil Allah'ın rızasını kazanmaktır. Neyse ki islam dininde bu ikisi bir birini doğuran şeyler. Allah'ın rızasını kazanmak için iyi insan olmak, hakkı gözetmek, adaleti ayakta tutmak falan şart koşulmuş. Ama her zaman dediğim gibi burada aslolan iyi insan olmak değil Allah'ın rızasını gözetmektir. Allah'ın karşısında aslında son derece aciz varlıklarız. Allah iyi işler yapmak yerine çok daha mazoşist ve asketik eylemler de istiyor olabilirdi bizden. (bkz: asketizm) iyi şeyler yapmanın bir mantığı yine olmayabilirdi. Din adına her zaman için öncelik onun rızasıdır. Ne yapıyorsan onun rızası ve isteği uğruna yapmalısın ki karşılığını görebilesin denilebilir temel olarak. (Bu karşılığını görebilesin lafına takılanlar olabilir geleceğiz oralara ki yukarda verdiğim bkz entryde de değindim o kısma okuyunuz lütfen) Bu noktada şirk günahı bu yüzden fazlaca önem kazanıyor ve asla affedilmiyor. ismi ne olursa olsun ister Allah deyin ister yehova ister tanrı isterseniz the god deyin tek olan bir yaratıcı yerine başka başka ilahlar edinmek ya da ortak koşmak Allah'ı merkeze almamayı gerektirir. Merkezde fiillerin adanacağı tek olan bir Allah yoksa eğer başka başka ilahlar var demektir. Bir puta secde ediyor onun adına iyiliklerde bulunuyor hayır yapıyorsan eğer zaten baştan muhatap olarak Allah'ı almamış oluyorsun otomatikmen. O zaman iyiliklerin fayda vermiyor oluşu da bu yüzden aslında. Bir ateisti ele alalım mesela. Gerçekten inanmış bir müslüman fiillerini "Allah rızasını kazanmak için yapar" peki ya ateistler? Onlar eylemlerini, iyiliklerini karşılıksız mı yapıyor gerçekten? Hayır asla. Allah için iyi olan, karşılığını Allah'tan beklemeyen bir insansan eğer yaptıkların ya başkası içindir ya da kendin içindir. Bunu anlatamıyorum insanlara. Bakın dünyada gerçekten çok iyi insanlar var. Ne bileyim ateist bir doktor olup ömrünün baharında en iyi hastanelerde çalışıp iyi maaşlar kazanabilecekken hayatını Afrikalı çocuklara adayan, yıllarca cüzzi bedellerle ya da bedelsiz olarak Afrika'da görev yapan ateist doktorlar var gerçekten. Hepsine minnettarım ben. Gerçekten çok özel insanlar ki yukarda verdiğim entryi de onları esas alarak yazmıştım. Ama bu ateist doktor ne için yapıyor bunu? Pahalı maaşlarla ABD'de çalışan bir doktor maaş için, lüks bir hayat için bunu yaparken afrikada çalışan ateist doktor bunu ne için yapıyor? Kendisi için kardeşim. Kendisi için! Eğer merkezde bir Allah ve ona gerçekten gönülden bağlı bir kalple iman yoksa eğer yapılan eylemler ne olursa olsun en iyi ihtimalle kendimiz içindir. Bir hırsız nasıl ki kendisi için bir banka görevlisini öldürebiliyorsa iyi bir ateistte sırf kendisi için insanlara iyilik yapabilir bundan daha doğal bir şey yoktur. Kendi vicdanını ancak böyle rahatlatabiliyordur. Kendi varoluşunu tamamlayabilmek için bunu yapması gerektiğini düşünüyor ve öyle karar alabiliyordur. Bir çıkar vardır. Bu tamamen manevi bir çıkardır ama bir "beklenti" muhakkak vardır. Şimdi bir soru: Sahi siz yaptığını eylemleri, yaptığınız iyilikleri ne için yapıyorsunuz? işte bu soruya verilecek cevap bu başlığın tüm sırrını çözer. "Bu soruya verilecek olan cevap doğrudan Allah'ın teist-ateist adalet prensibidir." Bir insan merkezine Allah'ı koymamışsa eğer, en iyi ihtimalle kendi nefsinin arzularını doğrudan ilah edinmiştir. Nefsinin arzuları iyilik yapmasını istediği için iyilik yapıyor demektir. Karşılığını da ondan beklemelidir ki alıyordur da zaten. Ama başka bir gün nefsi başka bir emir ile geldiğinde de yine onu dinleyecektir. Tek kontrol mekanizması nefsi olmuştur. Burada yoo nefsim gerçekten hırsızlık yapmak istiyor ama ben yapmıyorum denilebilir. Bu noktada kararı veren nefsin karar-zarar ölçeğidir. Gerçekten hırsızlık yapmak isteyip yine yapmamış olmanı sağlayan yine nefsindir. Yasaların vereceği ceza ya da hırsızlık sonrası oluşacak vicdani rahatsızlık daha baskın gelmiştir yine kararı nefsin vermiştir. Çünkü Allah yoksa tek kontrol mekanizması nefistir. Kişinin kendi kontrol mekanizmasından başka bir unsur ortada yoktur. Temelde bir Allah'a ve özellikle ahirete bir inanç yoksa eğer falanca iyiliği/eylemi neden yaptığı sorgulanmalıdır. Şu iyiliği neden yaptın sorusunun muhakkak ama muhakkak bir cevabı vardır. Bunun aksi zaten imkansızdır. ister iyi görünmek için yapılmış bir iyilik olsun, ister vicdani rahatlık için olsun, ister evrimsel olarak güçlü görünmek için olsun yapılan iyiliğin bir sebebi dolayısıyla bir amacı vardır muhakkak. Nesnel bir olgunun dışında soyut bir inanç olan Allah yoksa bir ateistin öngörüleri daha somut öngörülerdir. O nedenle "amaçladığı karşılık" daha kolay elde edilir hatta. Yaptığı iyiliği ne için yaptıysa, neyi öngörerek neyi amaçladıysa aslında hemencecik oluverir. Yaptığı iyilikten sonra iyi görünebilir mesela. Ya da vicdanı gerçekten bir süreliğine huzura da erebilir. Ya da çevresinde gerçekten güçlü ve ahkaklı bir karakter de çizebilir. Neyi amaçladıysa neyi öngördüyse bu evrende hemencecik oluverir. Al sana mis gibi Allah'ın adalet prensibi. "Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir. (Necm/39-41)" Tam da Allah'ın vadettiği gibi çalışıp uğraştığın ve amaçladığın şeyi elde etmişsindir artık. Allah eğer duygusal bir varlık olsaydı sen onun rızasını istemediğin halde sana mükafatını verebilirdi belki. Ama başta dediğim gibi zor olan, sert olan ama etik olan durum olarak Allah "adildir." Hoşumuza gitse de gitmese de adaleti savunur ve gözetir. Her insan için amaçladığı ve öngördüğü şeyi verir ki adil vasfı yerini bulsun. Biraz gelişi güzel bir örnek olacak ama yazayım yine de. Kaçak yollardan yurtdışına gitmiş zengin bir iş adamısın diyelim. Gittiğin ülkenin hükümetine gümrük geçişlerinde kolaylık sağlaması adına yığınla para vermişsin. Aynı zamanda o ülkenin vatandaşları da aynı hükümete düzenli olarak vergilerini vermişler. O vatandaşlar sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilirken sen yararlanamazsın. Bu noktada ama ben de bir sürü para harcadım hatta vatandaşlardan daha fazlasını harcadım ben de sağlık hizmetinden yararlanmak istiyorum denilebilir mi? Bu noktada harcadığın parayı "ne için" harcadığın müthiş önem kazanıyor bilmem anlayabiliyor muyum? işte bu yüzden münafıkların yaptıkları boşunadır. işte bu yüzden putlardan medet umanların yaptıkları boşunadır çünkü o yaptıklarının karşılığını verecek olan Allah değil fiilin amaca merkez tuttuğu putlardır ki Allah o putlar hakkında uyrarır ve kendisine yardım edemeyen size nasıl yardım etsin der sürekli. işte bu yüzden nefislerinin ve fıtratlarının isteklerini amacın merkezine koyan non-teistlerin yaptıkları "ahiret yurdunda" boşunadır. Çünkü onlar dünya üzerinde öngördükleri amaçlar doğrultusunda hareket etmiş ve öngördükleri amaçlarını çoktan almışlardır zaten. Daha Allah'tan ne beklenilebilir ki artık. Kolay olan dünyalık amaçlar doğrultusunda iyilikler yapmaktır. Kolay olan sonucunda ruhsal mutluluğu kesin olarak ön gördüğün iyilikler yapmaktır. ki öngördüğün karşılığı doğa yasaları gereği alırsın zaten. Ama mutlu olmazsan ya da işte kendi benliğin neyi öngörüyorsa onu alamayacaksan o iyiliği de yapmazsın zaten. (Burada başta verdiğim entry çok mühim.) Zor olan öngörülen mutluluğu, karı, zararı, dünyalık kazanım ve kayıplarını hiç düşünmeden bir kenara bırakıp sadece ve sadece Allah'ın rızasını ve ahiret yurdundaki karşılığını umarak iyiliklerde bulunabilmektir. Burada gerçek bir iman varsa dünyalık maddi manevi kazanımları önem teşkil etmez. Zaten aslolan ön görülen manevi çıkar bu dünyada değildir ön görülen amaç doğrudan ahirete bırakılmıştır. işte zorluğu da doğrudan buradan gelir. Allah'ın adaleti hep işler. Kim ne için bir fiilde bulunuyorsa karşılığını ondan beklemelidir. Dünya için bir iyilik yapıyorsa karşılığını dünya'da alacaktır ve alıyor da zaten. Ahiret için bir iyilik yapıyorsa da karşılığını orada alacaktır. "i̇şte onlar, rabblerinin âyetlerini ve o'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir." Bu ayet aynen bunu anlatır işte. onun huzuruna çıkacağını inkar ediyorsan ne yapıyorsan "o gün için" değil dünyada ki "bu gün" için yapıyorsun demektir. iyilik adına yaptıkları bu yüzden boşa gitmiştir. Sonu olan bir şey uğruna yapılan amelin de elbet bir sonu olacaktır. Bu Allah'ın kendisine inananları kayırması değil doğrudan doğruya adaleti sağlamasından kaynaklıdır. Bugün her benlik kazandığıyla cezalandırılır. Zulüm yok bugün! Allah, hesabı çabucak görür. (Mümin/17) Ey insanlar! işte size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi. De ki: "Allah'ın lütfuyla, O'nun rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır." (Yunus/57-58) Şu son cümle her şeyin özeti gibi adeta: "O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır." Selam ve sevgiler sözlük. Fena rahatladım. Şimdi bir soda içip yatacağım hemen. iyi sözlükler... (Madridli hakkında ben de çok şaşkınım bu arada. :(( ) Neyse kaçtım ben. lkasjdklas
      2okuyan özet... - jarmusch 10.04.2017 01:22:06 |#3176341
      0michael sikkofield gibi adamsın kardeş hsdbsh az küfürlü konuşsan o zannetcem nerdeyse .d.d - fevrik 20.04.2017 10:52:27 |#3192976